Bunca karamsar haberler arasında göğsümüzü kabartan, gurur verici şeyler de duymak hoş oluyor. Örneğin İstanbul’da düzenlenen Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda (EMITT) KKTC standının en iyi stant ödülüne layık görülmesi memnuniyet verici…
Turizm ve Çevre Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, KKTC standı, 84 ülkeden kurulan stant arasından seçildi. Bakan Fikri Ataoğlu, amaçlarının ülke tarihi, kültürü ve turistik özelliklerini dünyanın her yerinde en iyi şekilde tanıtarak, KKTC’nin daha fazla ülkeden daha fazla turist tarafından tercih edilmesi olduğunu kaydetti.
Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Ahmet Savaşan da, KKTC’nin fuarda sağlık turizmi ürünleriyle fark yarattığını, gösterilen ilginin 2017 yılına yönelik beklentileri yükselttiğini söyledi. Savaşan üçüncü yaş ile tüp bebek alanları başta olmak üzere, Kuzey Kıbrıs’a turist hasta gönderilmesine yönelik yeni anlaşmalara imza attıklarını kaydetti.
Bunlar olumlu ve sevindirici gelişmeler… Tabii ki turizmde beklentiler ‘En iyi stant’ seçimi ile bitmiyor. Yapılması gereken daha çok işler vardır. Bu sezon ülkelerden beklentiler nelerdir? Örneğin hafta sonu Türkiye’de çok önemli bir konuk vardı… İngiltere Başbakanı Theresa May’in, ilk resmi ziyareti yeni ABD Başkanı Donald Trump’a, ikincisi de Türkiye’ye idi. May’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmelerinde çok şeyler konuşuldu. Kıbrıs konusundan tutunuz da, savunma sanayiine, teröre ve bölgedeki durumlara varıncaya kadar…
May’in Türkiye’den; Erdoğan’la Yıldırım’ın da İngiltere’den istekleri oldu. Karşılıklı ticareti daha da artırmaları üzerine de odaklanıldı. Bu noktada, elbette İngiltere’den Türkiye’ye turist celbi de konuşuldu. Çünkü Türkiye, İngiliz turistlerin de cazibe merkezidir. Aynı zamanda eski bir İngiliz kolonisi olan Kıbrıs da!.. Bu konular Ankara’dan öğrenilebilir ve ona göre yeni bir yol haritası çizilebilir. Çünkü İngiltere önemli bir pazardır. Turizm sektöründe de Türkiye her zaman KKTC’ye yardımcı olduğuna göre; May’in resmi ziyaretini fırsat bilerek, KKTC’ye turist akışını canlandırmak için bir yolunu bulmak gerek.
Bunlar yanında içte turiste karşı yapmamız gerekenleri yerine getirebiliyor muyuz? Müze ve ören yerlerimiz turistlerin ziyaretine hazır mıdır, yoksa her taraf yine pislikten geçilmiyor mu? Bilindiği gibi gerek Türkiye’den, gerekse üçüncü ülkelerden ülkemizi ziyaret edenlerin şikâyetlerinin başında çevre kirliliği gelmektedir. Maalesef çevre konusunda henüz geçerli not almış değiliz.
Yerine getirilmesi gereken daha çok görevler vardır. Gelen turistlere KKTC trafiğinin durumunu anlatan broşürler veriliyor mu? Turistlerin uğradığı mekanlarda onlara yardımcı olmak için ne gibi önlemler alınmış veya alınmaktadır?
Turizmciler, ‘aman turist gelsin’ diye bağırmaktan gırtladığını yırtarken, gelen turistin bir kaza sonucu ülkesine cenazesinin gönderilmesine ne demeli?
Geçen gün İskele – Gazimağusa anayolunda meydana gelen talihsiz bir trafik kazasında hayatını kaybeden Tahir Ören isimli 45 yaşındaki turist iki gün önce ülkemize gelmişti… Anayolda arkadaşı Mustafa Aytekin ile yürürken bir aracın altında kalmışlardı… Tahir Ören Şanlıurfa’nın Birecik ilçesi nüfusuna kayıtlıydı. Ağır yaralı vaziyette hastaneye kaldırılan Mustafa Aytekin ise Kayseri nüfusuna kayıtlıydı…
Dava mahkeme aşamasında olduğundan görüş beyan etmek istemiyoruz. Ancak diyoruz ki, ülkemize turist olarak gelen bu iki kişiden birinin KKTC’de trafiğe kurban gitmesi, cenazesinin ulaştırılacağı yerde olumsuzluklarla dolu bir etki yaratacak değil midir?
Geçmişte de nice trafik kazalarında genç üniversiteli öğrenciler, bazen kendi hatalarından, bazen de karşı tarafın hatalarından dolayı yaşamlarını yitirmiş, genç fidanlar olarak memleketlerine cenazeleri gönderilmişti…
Bu tür olaylar turizm açısından da önem taşımaktadır. Deniliyor ki, kazaya methaldar iki soydaşımız yol kenarında yürürken, cadde aydınlatmadan yoksundu… Olabilir. Esasında hangi cadde veya sokağımız aydınlatma yönünden tamamdır?..
Bu ülkede daha fazla turist görmek istiyorsak, yolların durumundan başlayarak, aydınlatmaya varıncaya kadar ilgili bakanlık ve birimler olarak görevlerimizi yerine getirmek mecburiyetindeyiz.
Yani sonuçta KKTC standı İstanbul’daki fuarda ‘En iyi stant’ ödülünü alabilir, ama iş orada bitmiyor.