Dünya Kadın Hakları Günü nedeniyle mesaj yayınlayan Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Dr. Ahmet Savaşan, kadınların yaşamın her alanında eşit koşullarda yer almasının çağdaş Dünya’nın gereği olduğuna vurgu yaptı.
Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Dr. Ahmet Savaşan, Dünya Kadın Hakları Günü nedeniyle mesaj yayınlayarak kadınların yaşamın her alanında eşit koşullarda yer almasının çağdaş Dünya’nın gereği olduğunu aktardı.
5 Aralığın, içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarından bu yana bütün Dünya’da kadınların daha insanca yaşama isteğini dile getirdikleri önemli bir mücadele ve dayanışma günü olduğuna işaret eden Savaşan, “5 Aralık, kadın sorunlarının gündeme getirilmesi, bu konudaki farkındalığın artırılması ve yaşanan problemlere çözümler bulunması açısından önemli bir fırsat yaratıyor” dedi.
KADINLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR…
Demokratik bir toplum için kadınların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Ahmet Savaşan, “kadınlarımızın çalışma alanlarının genişletilerek, eğitimden sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan iş dünyasına, siyasetten ekonomiye kadar yaşamın her alanında eşit fırsat ve imkanlardan yararlanmaları halinde ülkemizde gerçek bir ilerlemeden bahsedilebilecektir” ifadelerini kullandı.
KADINLAR MECLİS’TE VE PEK ÇOK NOKTADA AZINLIKTA…
Yapılan hukuki düzenlemelere ve atılan olumlu adımlara rağmen; kadın-erkek eşitliği uygulamaları açısından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) çağdaş Dünya’nın gerisinde olduğuna dikkat çeken Savaşan, eğitimde, bilimde, sağlıkta, edebiyatta, sanatta, basında, turizmde ve daha birçok alanda büyük başarılar elde eden kadınların, Meclis’te ve daha pek çok karar verici nokta azınlıkta kalmasının düşündürücü olduğuna işaret etti.
HER ALANINDA EŞİTLİK ÇAĞDAŞ DÜNYA’NIN OLMAZSA OLMAZIDIR
Ülkemizde kadın istismarı, kadınlara uygulanan şiddet, cinsiyet ayrımcılık gibi konuların üzerine gidilse de halen istenen noktadan uzak olunduğunu belirten Ahmet Savaşan, “KKTC’de yasalar önünde kadın ve erkeğin eşit olmasına rağmen, nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın yaşamın her alanında eşit koşullarda yer alabildiğini söylemek mümkün değildir. İhtiyacımız olan öncelikle bu gerçeğin kabul edilmesi ve ardından da samimiyetle gereken adımların atılmasıdır” dedi.