Turizm ve Çevre Bakanlığı’nın turizm sektörüne nitelikli iş gücü yetiştirmek amacıyla OTEM’de gerçekleştirdiği eğitimler kapsamında “sürdürülebilir kalkınma ve alternatif turizm çeşitleri” konulu seminer Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Dr. Ahmet Savaşan tarafından verildi.
Tarih boyunca farklı sosyal ve ekonomik sınıflardan insanların çeşitli nedenlerle turizm hareketlerine katıldığını belirten Dr. Ahmet Savaşan, insanların yaşamında çeşitli biçimlerde varolan turizm olgusunun toplumsal dönüşümlere paralel değişime uğradığına işaret etti. Savaşan, turizm olgusundaki değişim sürecinin Modern Öncesi, Modern ve Postmodern Turizm olarak ifade edilebileceğini anlattı.
Modern öncesi dönemde seyahat aristokratlara ait bir haktı…
Turizm olgusunun tarihsel süreç içerisindeki gelişiminde sosyal yapı, teknolojik gelişmeler, üretim biçimleri ve turizm pazarının niteliğinin etkili olduğunu belirten Savaşan, modern öncesi dönemde turizmin, sosyal yapının sınıf farklılıklarına dayalı olduğu, sınırlı teknolojik gelişmelerin yaşandığı ve turizm pazarının üst sınıfın bireysel talepleri doğrultusunda şekillendiğini söyledi. Savaşan, bu dönemde, toplumda henüz turizm bilincinin oluşmamış ve refah seviyesinin düşük olması nedeniyle zorunlu sebepler dışında seyahat etmenin soylu ve aristokrat sınıflarına ait bir hak olarak görüldüğünün altını çizdi.
Modern dönemde turizm ürünleri kitlelere hitap etti…
İnsan aklının üstünlüğüne dayanan aydınlanma döneminde temelleri atılan modern düşüncenin sanayileşme ile birlikte köklü bir dönüşüme neden olduğu anlatan Savaşan, kitlesellik düşüncesinin öne çıktığı modern dönemin toplum hayatında önemli bir aşama olduğunu söyledi. Modern dönemin, turizm arzı ve talebini yoğun biçimde etkilediğini ve günümüze kadar etkilerinin devam ettiğini ifade eden Savaşan, 19. yüzyılın sonlarına doğru şekillenen modern dönemde seyahat etme özgürlüğü, refah artışı, çalışan haklarındaki gelişmeler, sosyal güvenlik hakları, teknolojik gelişmeler, kentleşmenin hızlanmasına paralel olarak turizm ürünlerinin giderek standartlaştırılmış ve kitlelere hitap eder bir hal aldığını anlattı. “Modern turizm olgusunun şekillenmesinde, özellikle seyahatin demokratikleşmesi, bilgi ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmelerin turizme kitlesellik kazandırmıştır” diyen Dr. Ahmet Savaşan, II. Dünya Savaşı ve sonrasındaki ulaşım ve bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin turizm hareketlerinin uluslararası çapta ivme kazanmasına neden olduğunu sözlerine ekledi.
Postmodern döneme kitleselleşmenin yerini bireysellik aldı…
Postmodern döneme gelindiğinde ise düşünsel odak noktasında kitleselleşmenin yerini bireyin aldığını, evrensel geçerli ilke veya doğrular yerine, bireyin özgürlüğü ve refahının öne çıktığına dikkat çeken Savaşan, “diğer yandan kitlesel üretim ve tüketimin olumsuz etkilerinin yoğun olarak hissedilmeye başladığı bu yeni dönemde Postmodern bireylerin ihtiyaçları artık standartlaştırılmış kitlesel ürünlerle karşılanamamaya başlamıştır” diye konuştu.
Çevre duyarlılığı arttı…
Günümüzde Postmodern turizm diye isimlendirilen bu yeni olgunun esnek kitlesel talep ve üretimden, bireysel talep ve üretime doğru hızla yol almaya başladığına işaret eden Savaşan, bunun sonucu olarak, postmodern dönemde çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirlik kavramlarının önem kazandığını, gerçek üstü ve sanal deneyimlerin ön plana çıktığını, bilgi ve iletişim teknolojilerinden en üst düzeyde faydalanıldığını ve aşırı derecede bireyselleşmiş bir turizm endüstrisinin şekillendiğini söyledi.
Sürdürülebilir kalkınmanın önemi anlaşıldı…
Günümüzde dünya ekonomisinin, çevresel tahribatın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan küresel ısınma ve iklim değişikliği riskine karşı sürdürülebilir bir ekonomiyi ve yaşamı yeniden oluşturma arayışı içine girdiğine dikkat çeken Dr. Ahmet Savaşan, bu bağlamda sürdürülebilir kalkınmanın, doğal kaynakların daha etkin kullanımını ve gelecekte daha güvenli bir yaşamı kurmak için çok önemli bir adımı ifade ettiğini vurgu yaptı.
Heyecan verici- eğitici-eğlendirici turistik ürün revaçta…
Turizm sektörünün bu değişimin dışında kalmasının imkansız olduğunu ifade eden Dr. Ahmet Savaşan, deniz-güneş-kum ile geleneksel olarak başlayan turistik ürün çeşitliliğinin günümüzde heyecan verici- eğitici-eğlendiriciye dönüştüğünün altını çizdi.
Hem seyahat hem sağlık trendi artacak…
1,2 milyardan fazla insanın her yıl sınır ötesine seyahat ettiğini söyleyen Dr. Ahmet Savaşan, turizmin kültürlerarası diyalog, barış, uzlaşma ve sürdürülebilir kalkınma için önemli bir güç olduğunu ifade etti. Günümüz insanlarının yoğun iş ve şehir yaşamında kaybettikleri sağlıklarını; güzellik, bakım kürleri, masaj, aromaterapi, fitness, yoga ve pilates içeren, doğaya ve kendine dönüş kamplarında tekrar kazanmaya çalıştıklarını anlatan Savaşan, son yıllarda sağlık turizminin revaçta olduğunu söyledi. Savaşan ayrıca yapılan pek çok çalışmada önümüzdeki yıllarda hem seyahat hem de sağlık trendinin daha da çok önem kazanacağını belirtti.
Sağlık turizmi milyarlarca dolarlık bir hacme ulaştı…
Sağlık turizminin ileri yaş ve engelli, Termal, SPA/Wellness ile Medikal turim olarak üç ana gruba ayrıldığını söyleyen Savaşan, her geçen gün daha da büyüyen sağlık turizmi sektörnün milyarlarca dolarlık bir hacme ulaştığını ifade etti.
KKTC dış ticaret açığı turizmden karşılanıyor…
KKTC’nin toplam döviz gelirlerinin yarısına yakınının turizmden elde edildiğinin altını çizen Dr. Ahmet Savaşan, ülkemizdeki turizm gelirleri (700 milyon USD) ile eğitim turizmi kapsamında elde edilen gelirlerin (700 milyon USD) toplamının 1.4 Milyar USD olduğuna dikkat çekerek, bu rakamın KKTC’nin dış ticaret açığını karşıladığına vurgu yaptı.
Sorumluluk, sağlık, iş ve tatil turizmi damga vuracak…
2018 yılı için uluslararası seyahatlere Y kuşağının (1980-2000 yılları arasında doğmuş olanlar) damga vuracağını anlatan Savaşan, “önümüzdeki dönemde yalnız seyahat eden kadınları, gastronomi, macera, sorumlu turizme katılanları, mobil fotoğraf çekimi, sağlık, iş ve tatil turizminin hızla geliştiğini göreceğiz” dedi.
Sağlık turizmi gelişmekte olan ülkelere kayıyor…
Son yıllarda gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru olmak üzere sağlık turizm amaçlı seyahatlerin yoğunluk kazandığını belirten Savaşan, “dünya nüfusu yaşlanmış, sürekli görülen hastalıkların hastalık yükü içerisinde ağırlıkları artmış ve tedavi masrafları kişileri hatta ülkeleri maliyeti daha az olan ülkelerde alınacak sağlık hizmetlerine yöneltmiştir” dedi.
Sağlık, kongre, gastronomi, kruvaziyer, eko turizme önem vermeliyiz…
Sağlık turizminin, günümüzde özellikle gelişmekte olan ülkelerin önem verdiği bir pazar olduğunu ifade eden Savaşan, “ülke turizmini geliştirmek ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturarak ülke içi katmadeğeri arttırabilmek için, bir yandan mevcut kitle turizmi gelirlerimizi artırmaya çalışırken, diğer bir yandan da stratejik ürün konumlanmasında sağlıkla ilgili ürün ve hizmetlerimizi çeşitlendirrerek uluslararası sağlık turistlerini çekmeye çalışmamız, her geçen gün nitelikli turistler tarafından daha fazla tercih edilen kongre, eko, gastronomi gibi alanlarında çalışmalarımızı hızlandırmamız ve kruvaziyer turizmi pazarına girebilmek için de gerekli çalışmaları yapılması gerekmektedir” diye konuştu.