UBP MYK üyesi Dr. Ahmet Savaşan, Rum Yönetimi’nin bazı kapıları kapatmasının mantıklı hiçbir gerekçesi bulunmadığını, tek gerekçenin Kıbrıs Türk Halkı’nı izole etmek olduğunu ve bu tavrın da Rum tarafının düşmanlığının devam ettiğini gösterdiğini vurguladı.
Ulusal Birlik Partisi MYK Üyesi Dr. Ahmet Savaşan, katıldığı bir televizyon programında 4 sınır kapısının kapatılmasını değerlendirerek, bu kapıların kapatılmasının Rum tarafının düşmanlığının devam edeceğinin en somut göstergesi olduğunun altını çizdi.
Rum tarafının gerekçesi yok…
Savaşan, Rum tarafının kapıların kapanmasına gerekçe olarak Koronavirüs virüsüne karşı mücadeleyi gösterdiğini hatırlatarak “oysa Güney ile Kuzey arasındaki geçişler açık olan kapılar sayesinde devam ediyor. Alınan kararın virüse karşı mücadele ile ilgili hiçbir ilişkisi olmadığı ortadadır” diye konuştu.
Kuzey Güney’e göre daha ucuz…
Son zamanlarda alınan önlemler ve dövizdeki artışlar sayesinde Kuzey Kıbrıs’ın Güney’e göre ucuzladığını belirten Savaşan, “bilhassa Lefkoşa Suriçi’nde açılan kafelerle kentimizin giderek daha cazip hale geldiği herkesin malumudur. Rum tarafı her geçen gün gerek turistlerin gerekse de Rumların artarak devam eden Kuzeye geçişlerini engellemek istemiştir” dedi.
Rumların düşmanlığı devam edecek…
“Rum tarafı basit bir hata yapmış değildir, bize geleceğimizi göstermiştir” diyen UBP MYK üyesi Dr. Ahmet Savaşan“Rum tarafının yaptığı, panik halinde yapılan basit bir hata değildir. Nitekim konu Ulusal Konseylerinde görüşülmüş ve bir parti dışında bütün partilerden destek almıştır. Sınır kapılarının kapanmasına destek veren partilerin hiçbiri sağlık sorunundan ve kapıların daha sonra açılacağından söz etmemiştir. Onlar kapıların mümkünse tümden kapatılmasını talep etmişlerdir. Durum açıktır. Rum tarafı soluk almamızı bile engellemeye çalışıyor. Rum tarafı bu eylemi ile Türk düşmanlığının devam ettiğini ve devam edeceğini gösteriyor” dedi
Rumlar, Türkiye ile ilişkilerimizin gelişmesini dayatıyor!
Bu durumda Türk tarafının ekonomik ve toplumsal gelişimini Rum tarafından bağımsız olarak ve Rum tarafına bağlı olmayacak şekilde sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Savaşan, “bugünkü koşullar Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu gereklilik sadece bizim gönlümüzden geçtiği ve köklü bağlarımız bulunduğu için değil, Rum muhataplarımızın da bizlere dayattığı içindir” dedi.
Halkın çıkarları Tatar’ı işaret ediyor…
Yaşanan bu gelişmeler, gerçekler temelinde yeni bir gelecek kurabilmek için, Türkiye devleti ve Türkiye halkı ile ilişkilerimizi samimiyetle geliştirebilecek, Dünya ile iletişim kurma becerisi ve enerjisi bulunan, Kıbrıs Konusunda tüketilmiş süreçlerin peşinde koşmayacak, yeni ve sonuç alıcı bir müzakere sürecini başlatabilecek somut öneriler ortaya koyan Sayın Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesinin Kıbrıs Türk Halkı’nın çıkarları gereği olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır” dedi.